Okaliptüs ağacı, ülkemizin Akdeniz bölgesinde sıkça rastlanan ve ana vatanı Avustralya olan bir ağaç türüdür. Bu ağacın yaklaşık 700 farklı türü bulunmaktadır. Ülkemizde okaliptüs ağacının tanınması Abbas Hilmi Paşa sayesinde olmuştur. İlk olarak Dalaman'da yetiştirilmiş ve daha sonra Akdeniz kıyılarına yayılmıştır. Okaliptüs ağacı, 100 metreyi bulan boyu ile oldukça heybetli ve geniş bir ağaçtır.

Okaliptüs ağacı, Mersingiller (Myrtaceae) familyasından bir ağaçtır. En önemli özelliklerinden biri, yüksek su tutma kapasitesine sahip olmasıdır. Yetişkin bir okaliptüs ağacı, ortalama 200-1000 litre su barındırabilir. Bu özelliği nedeniyle bataklıkların kurutulması amacıyla dikilir. Gövdesi kırmızı ve gri renklerden oluşur, yaprakları taze iken gövdeye yapışıktır ve çiçekleri yeşil-mavi arasında bir renge sahiptir.

Okaliptüs ağacının sağlık üzerine birçok olumlu etkisi bulunmaktadır:

Okaliptüs yağı, aktarlarda kolayca bulunabileceği gibi, okaliptüs ağaçlarından taze yaprakların ezilmesi ile de elde edilebilir. Elde edilen okaliptüs yağı, göğüs rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılabilir. Hasta kişinin göğsüne sürülerek ya da çay içerisine birkaç damla damlatılarak kullanılabilir.

Okaliptüs ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen çay, solunum yolu hastalıklarının tedavisinde etkilidir. Bir su bardağı kaynayan suya 10 gram kuru okaliptüs yaprağı ekleyerek demlenen çay, göğüs hastalıklarının tedavisine yardımcı olur.

Okaliptüs ağacı, hem botanik hem de sağlık açısından birçok fayda sağlayan önemli bir ağaç türüdür. Yüksek su tutma kapasitesi, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan sineol yağı ve solunum yolu hastalıklarının tedavisinde etkili olan çayı ile bilinir. Bu nedenle, okaliptüs ağacı, hem ekolojik hem de sağlık açısından değerli bir bitkidir.